Kokuların anlamlandırılması aşamasında burnumuzda bulunan alıcılar önemli bir işleve sahiptir. Yapılan araştırmalar sonucunda kalpte, kanımızda ve ciğerlerimizde de koku alıcıları mevcut durumda. Ancak yenilen yemeğin kokusunun alınıp alınmaması konusunda net bir bilgi yok. Burnumuzun koku alma işlevini yerine getiren tek organ olmadığı, öğrenilmiş oldu. Ekmeğin, bitkinin, aromaların kokusu; ciğerlerimiz, kanımız ve kalbimiz tarafından da algılanabiliyor. Çünkü bu noktalarda, koku alcılar saptanmış durumda. Sadece burnumuzda olduğunu sandığımız alıcıların, böylece vücudumuzun çeşitli yerlerinde daha olduğu öğrenilmiş oldu. Bütün bunların yanı sıra, sperm hücreleri de yine koku alıcılarına sahip olan vücut parçalarından. Yumurtaya ulaşması ve tutunması için koku alıcılarından faydalanan sperm hücreleri, vücudumuzun ne kadar mucizevi bir sistemin parçası olduğunu göstermesi açısından çok önemli.
2012 senesinde Nobel Kimya Ödülü, koku üzerine verildi. Vücudumuzda bulunan 400 civarında alıcının 27 adeti, tat almaya yarayan niteliklere sahip durumda. Amerikan Kimya Topluğu tarafından, toplantılarda ele alınan bu konu, oldukça önemseniyor. Almanya Gıda Kimyası Araştırma Merkezi Uzmanı Peter Schieberle, tüm bu araştırmalara ve alınan sonuçlara rağmen, kalbin ya da diğer organlarımızda bulunan alıcıların, bir bifteğin kokusunu alma yeteneğinin bilinmediğini söyledi.
Önceki Yazı
Sonraki Yazı
2 Yorum
Cevap Gönder
Cancel Reply
Biraz da hayvanların özellikle köpeklerin yeteneklerine göz atalım; misal tencerede türlü pişiriyorsunuz – siz onu ‘pişen bir yemek’ olarak algılarsınız ancak o; etin, havucun, yağın kokusunu ayrı olarak alır, bu kadar muhteşem bir burna sahiptir. Allah’ın hikmeti işte… Koklayarak sizin ruhsal durumunuzu anlayabilir. Tek yumurta ikizlerinin kokusunu ayırt edebilir, objeler üzerinde kalan kokuları aylar sonra fark edebilir. Yok artık diyeceksiniz; kişiye özel yağ asitlerinin kokusunu bile ayırabilir. Beş litre suyun içine bir damla kan damlatın onu bile anlar.
yıllar önce KOKU diye bir film izlemiş tim kadının kokusunu almaya çalışan bir parfumcunun hayatını anlatıyordu şimdi aklıma o geldi.