Savaşların Yeni Modası: Siber Saldırı

XXI. yüzyıl savaşlarında artık sadece kurşunlar konuşmayacak. İstihbarat servislerine düzenlenen sanal saldırıların artması ülkeleri nükleer silahlanma kadar tedirgin etmekte. Amerika Birleşik Devletleri bu konuda hedef alınan ülkelerin en başında yer almakta. Gelişen teknoloji ile saldırıların arkasındakilerin hangi ülkeden oldukları İnternet Protokolü adı verilen IP adreslerinden tespit edilebiliyor.
Sanal güvenlik şirketlerinin verilerine göre ABD’ye yönelik çoğu saldırının arkasında tek ülkeyi işaret ediyor:  Yeni Amerikan Güvenlik Merkezi’nden (CNAS) Irving Lachow bilgisayar sistemlerine sızmanın saldırıdan çok hırsızlık olduğuna dikkat çekmekte.
Burada ciddi bir casusluk söz konusu olduğunu söyleyebiliriz. ABD’den ve hatta diğer devletlerden bilgi hırsızlığı yapılıyor. Sanal güvenlik yeterince ciddiye alınmaz ise bu devletler fikri mülkiyetlerini kaybetmeye devam edecektir.
Hava trafiğinin kontrolünün sabote edilmesi banka sistemlerine girilmesi hatta elektrik şebekelerinin çökertilmesi siber saldırının geldiği noktayı anlatmak için oldukça yeterli oluyor aslında. Eski bir istihbarat şefi olan Michael Hayden’in sözleri ABD’nin muzdarip olduğu sorunun boyutlarını belki de saldırganlardan çok daha iyi bildiğini açıkça ortaya koymakta.
– Ben Ulusal Güvenlik Ajansı’nın başında idim. ABD’nin casusluk yaptığını inkar edemem. Ama bunu Amerikalıların özgürlüğü ve güvenliği için yapmaktayız. Amerikalılar ceplerini doldursun Amerika zenginleşsin diye değil tabi kide. Görünen o ki Çin’in yaptığı casusluğun sebebi tam da bu olsa gerek.
Çin ordusu tüm suçlamaları reddediyor. Ancak Amerikan hükümeti çarşamba günü konuyu Senato’da masaya yatırmaya hazırlanmakta. Şimdi gündemdeki soru Amerika’nın nasıl bir önlem alacağı ve neler yapacağı. Lachow’a göre sert söylemlerde bulunmak hayata geçirilmediği sürece hiçbir işe yaramayacak.